Bu Blogda Ara

4 Ocak 2011 Salı

Yazası Tutası!

Bugün bir şeyler yazasım var ammmaaa...

Biliyorsun yeni yıl geldi. Yeni başlangıçlar dedik, adam ol unut artık be malo dedik. Lakin hakikaten kainatın benimle ilgili alıp veremediği şeyler var.

Siz gidin, yılbaşında eğlence mekanı olarak bir zamanlar Sinir Krizinin Eşiğine Getiren Adam'la çalıştığımız yerin üst katını tutun. Böyle bir durumda S.K.E.G.A'ı düşünmeden nasıl 10...9...8...7... moduna girebilirsin ki? Yani koca memlekette başka yer mi yoktu? Hayır itiraz etsem, bunun üzerine yeni bir yer bulmaya kalkışsalar, emin olun bu sefer de evinin üst katını falan bulurlardı.

O yetmedi, bir de okulun etkinlik düzenleyesi geldi, beni de ışıkçı yaptılar. Sanki yıllardır aynı sınıfta okumuyoruz ve ismimi bilmiyorlarmış gibi 'ışıkçı aşşağı, ışıkçı yukarı!' demezler mi? E malum bizim Adam'ın mesleği de tam anlamıyla bu! Tabi Sinir Krizi Modu Forever!

Az önce yılmaksızın devam ettiğim daily reportumu gerçekleştirdim. Facebookta şahsın sayfasını bir güzel inceleyecektim ki şehri terketmek üzerine girdilerini gördüm. Altında yazan 'aşk kokusu mu var havada?' yorumlarını görünce ise tümüyle yıkılmıştım zaten...

aslında tam anlamıyla bir yıkılma denemezdi buna, içim yüksek voltta elektrik almış gibi oldu. Bir anlık birşeydi. Fakat çok etkileyici...

Meğer ortada aşk falan yokmuş. İş gereği yaza kadar başka bir şehre gidecekmiş. Gitsin! Hem belki artık fiziki yokluğu iki kat artar da kalın beynim iyice anlar. İçimde tarifsiz bir mutluluk var şimdi. Gitmesi en hayırlısıymış gibi, en doğrusu, en güzeli... Gitsin!

Aslında asla bir daha hayatıma girmesine izin vermem. Tekrar aynı şeyleri yaşayacak kadar aptal da değilim. Öyleyse bu can acıması neden acaba?

-Boşluktan, boşluktan. Hadi içeri git biraz uyu... Uyandığında her şey çok daha farklı olacak... Hatta belki finanstan bile geçmiş olacaksın...(araya sıkıştırdığım iyi oldu)

Sevgiler efendim...

14 Kasım 2010 Pazar

İçimdeki pastırma

Blogum,

Kaç gündür rüyalarımda anlamsızca Sinir Krizinin Eşiğine Getirten Adam'ı görüyorum... Hani "bitti, unuttum işte bu işler böyle adamım" diye böbürleniyodum ya yalan o yalan. Hala facebooktaki deşifrasyonum hız kesmeden devam etmekte, hala aynı parfümü sıkan adamlara dönüp bakmaktayım.
Annem geçen gün " Kızım biliyo musun, sen adam olmazsın!" dedi. Sesi o kadar yumuşak, o kadar sıradandı ki sanki " Bugün de tozları sen al" diyordu. Ben de aynı ses tonuyla " Hayırdır nerden esti anacım?" dedim. "Böyle üzüldüğün şeye üzülmicem, ayakta durcam diye kasıp o anda üzülmüosun, sonra azına zıçılıyo" dedi. Bu lafları hem bir anneden duymanın, hem d ebu kadar açık ve net duymanın acısını varın siz düşünün. Gerçi o anda üzülmedim de şimdi azıma zıçılıo.:)
Anlayacağınız, içimde bir pastırma var pastırdıkça pastırıo. Hadi bakalım hayırlısı...

3 Kasım 2010 Çarşamba

Eşiğe Geldim Yine

Dostlar,

Bazen size de "Sunay Akın olmak" gelir mi? Böyle devrik kere devrik cümleler kurup, o cümleden ibaret olan şiirinizden bir anlam kargaşası çıkarmak istemez misiniz? Ne bileyim işte bazen bana gelir. Küçükken de gelirdi hep... Böyle "panjurdan bakarkenki saldığın saçlardaki tel tel oluşunu sevmek" gibi manasız ama bana döneminde çok ustaca gelen şeyler yazardım.

Neden yapardım lan acaba ben bunu? Vay efendim! Ben ne biçim, ne korkunç bir çocukmuşum!
Az önce "sinir krizinin eşiğine getirten" zat ile ufacık bi konuştum... İçim burkuldu. Oysa hep Onu düşündüğümde bu ilişkinin zaten hiç olmaması gerektiğini düşünüyorum. Yanlış bir ikili, alakasız ve bambaşka insanlar falan... Peki ya neden peki konuşunca içim hala garip bir buruklukla ekşime yapıyor?

Üzüldüm ve şiir yazasım geldi. ne bilim belki " hala seninle aynı kokuyu sürenlere, acaba sen misin diye dönüp bakıyorum..." olabilir mi?
Oha lan böyle şiir mi olur.:) Cümle kursaymışım bari alalade.:)
Of şimdi bir Sunay Akın olmak vardı.:P

31 Ekim 2010 Pazar

uzuuun bir aradan sonra sizlerle

Hayat'ın anlamı, hayatı anlamlandırmak, hayatı sorgulamak diyerek geçen hayatlarımız ne yazık ki hayattan bi bok anlamadan nihayete varıyor.

İnsan ne çok şey yaşıyor kısacık zamanlarda! Şahsen bendeniz 1 ayda bir ilişkinin a.ına koydum.:) bu 1 ayı sorsanız deseniz "ulen 1 ayda ne bok olcek?" Ben o 1 ayın öyle bir hakkını verdim ki insan bünyesi böylesi bir başarıya bir daha tanık olamaz.:) Soğudum,bağlandım, özledim, uzaklaştım, kıskandım,umursamadım... daha neler neler.:)

Sora kıçıma tepiği yiyince de "anaaaa benim şimdi aşk acısı çekmem gerek lan!" dedim. Ayrıldığım günün ertesinde uyandığımda böle midemden garip seslenişler duydum. İçimden " Evet tıpkı her ayrılan kadın gibi acı çekiyorum. Şimdi böğüre böğüre ağlayıp, beylik cümleler kurmalıyım!" dedim. Düşündüm, en çok ne acı verebilirdi bana dedim sora yüzümü buruşturdumm hıııııhhh diye böğrümü zorladım. Olmuyordu, ne o filmlerdeki beylik cümlelerden kurabiliyordum ne de ağlayabiliyordum. Üstelik midemden gelen sesler de açlığımdan mütevellitdi."Sakin ol! Bu işler böyle... Belki seni tetikleyen bir şeyler olmalı ağlaman için." dedim.

Soracığıma yatakta döne döne güzel günlerimizi hatırladım. Güzel günler aklıma geldikçe gülüyor, daha bir neşeleniyordum.

baktım olacak gibi değil bir sezen aksu parçası açtım. " Git, git giiiiiiittt...me kalll yalan söylediiiimmm!" dinledim. Gözlerim hafif nemlenmiş, dudağım gerçek bir üzüntü ifadesi almıştı. Lakin birden durumumu farkedip içim coşkuyla taştı, "ağlıyorum işte" diye! o coşku o kadar çok taştı ki, yine üzüntümü unutup bir sevinç dalgası halinde annemin yanına gidip türkü söyleyip halay çektim!!!!!

Evet doya doya yaşayamadığım ayrılığın ilk günü bana taksik taksit güzel şekilde ödendi o ayrı.:) Lakin ben de her normal insan gibi severek ayrılmanın ilk gün acısını çekmek istedim. belki bir şiir, belki bir şarkı yazardım fena mı olurdu!

oysa benden dökülen dizeler şu şekilde oldu " le hanım ha hanımey, sormirsen hiç halımey, göğsüme vura vura, çürüttün sol yanımey!"

Sevgilerimle.:)

30 Mart 2010 Salı

Bing Bingggggg.:))

Heyooooo bilingg blonggg :PPPP

Üç, beşşş,yedi, onnnnnnnnnnnnnnnnnn! İki iki daha on beşşş sora üççç dahaaa doksansekizzz! Buldum laannn!!! Nasılsa iki kere ikinin dört ettiği ispatlanamazmışşş:) Haliyle bu bilgi bende cesaret yarattı tüm ezberlerimi yerle bir edip adeta asi bir bünye olup herşeyee 'kanıtlasana lannnn!' diyesim geliyor.:)

Olumm şu yaşıma kadar iki kesirli sayının içler dışlar ile çarpıldığını sanıyordum resmen.:) Zira üniversite 1. sınıfta oldugumu tekrar hatırlatmak ısterım. Siz dusunun artık eğitim sistemi ne hallerde! Benim gibiler de bu seviyelere gelebiliyorsa bizi yönetenlere pek laf atmamak gerek lann.:)
Düşünün ki ben ilerde bir kurumun yöneticisi olcam... Az bi düsünün... Ha tamam size bu kadar korku yeter gerisini kurmuyorum bile.:))

Sevgili gönül yoldaşlarım.:P

Daha önce zeka seviyeme dair ufak da olsa itiraflarda bulunmuştum bir kaç yazımda ama bu seviyeyi tüm ögretim elemanlarının görecek olması pek hoş olmadı tabii.. Biz kendi içimizde, sessizce yaşıyoduk yav ne gerenk vardı şimdi.:)

Şimdi gavatlara öğle yemeği sohpeti olacam.

X diyecekki: " yaa gecen bi map öğrencisinin kagıdını okudum ammmannn allahımmm iste kimler okuyor, gelecek kimlere teslim bunun kanıtıydı yani resmen!"

Y de diyecek ki: " Deme yahu! Seni bu kadar hayrete düşürdüğüne göre pek bir vahim heralde!"

X cevaben: " Arkadaş idiot olsa dersin ki idiot napsın iste kapasitesi bu kadar. Yahu üniversite okuyorsun be insaf yani! Neyse daha fazla konuşup sinirlenmeyeyim..."

( Kisilerin niklerinin X ve Y olmasına ayrıca dikkat cekerimmm:)))

Ulen bizim orda Oxford vardı da biz mi okumadık lennn.:P Hep bu eğitim sisemi, hep bu hocalar vs. Ulannn aklıma daha yaratıcı yalanlar da gelmiyo o kadar yanii:)

haydi dostlar, Romalılar yine de matematiksiz yaşayabildiğimizi gösterebiliyorum ya bu da siz benim gibi dostlarıma umut ışığı olsun.:)

(bknz: g.te giren şemsiye acılmaz.:))
(bknz. bu da nazar boncuğu olsun:))

Sevgilerrrrrrrrr, Hörmetttlerrr.:)

20 Mart 2010 Cumartesi

Evren, Benimle bir Problemin mi var?

Şimdi sevgili 2-3 yakın arkadaşımdan ibaret olan okurlarım..:)

Geçen hafta, sinir krizinin eşiğindeki kadın 3 olan arkadaşcağızımla artık vücut kıvrımı denen şeye sahip olmadığımızı farkedip ciddi endişelere kapıldık. Zira belimizde olması gereken kıvrım göbek halinde ortaya çıkarak adeta önden değil, yandan bir kıvrım oluşturuyordu. Hemen tabii melankoliye yatkınlığımızı göz önünde bulundurup, hızla bir rejim organizasyonuna girdik. En azından 9 öğün hayvan gibi yemeyip, daha insani şartlarda besin ihtiyacımızı karşılayacaktık...

Neyse efendim, biz bir gaz başladık rejime. Ama bu evren sanki benle bildiğin dalga geçiyormuş gibi hemen organize olup 1 haftada en sevdiğim yemekleri bir araya getirdi. Çatlasam desem ki 'nooooluuurrr lannn bari 2 sevdiğim şeyi 1 hafta içersinde yapın' desem evren büyük koltuğundan elinde puroyla dönen patron misali t..ak geçer. Hadi evren sen nankör çıktın, bizle bir hesabın var ama çözmüş değilim deee ulen anne sen de başka zaman yapman için yalvar yakar olduğum şeyleri neden bir anda 'al ulen 1 yıl daha benden bişey isteme' niyetine yaparısn? Bu nasıl bir ana yüreğidir? Arkandan 'aa bu o şişkooooo kızın annesi değil mi?' deseler hoşuna mı gidecek? 'Evet, onu öyle bir besledim ki insallah kısmetse bu bayramda kesip konu komşuya dağıtacağız' mı diyecen? Nedir çaban, ne demeye evrenin eline koz verirsin, birlik olursun?

Bırak yaa nasılsa bu evren eline dolamış bizi, 'annneeeeee yaa azcık mısır patlatsana!' :))))

17 Mart 2010 Çarşamba

Ben Aslında Var yaaa!!

Sevgili blogcuğum,

Bakma bu sevimli, samimi ifadelerime aslında bendeniz bir hayli samimiyetsiz bir insanım..:) Yani sinir krizi dedik, eşiğe geldik dedik de bi yere kadar be kardeşim her b.ka bir kulp bulmak da neyin nesiymiş öyle! Bi böyle sevgili sinir krizinin eşiğindeki kadın2 olan arkadaşımın dediği gibi; 'egom tavan yapmış ama g.tümden haberim yok' larda falanım..:) Ha sorsan desen ki 'ulen böyle bir havalrdasın da ne b.k yapıosun?' Cevabım böyle ultra şişirilmiş cümlelerle uzuuuuun bir nutuk halini alabilir. İşte bildiğiniz kolpacı insan tiplemesi.:) Sorsan dünyayı ben yarattım da tevazumdan çaktırmıyorum..:)

Neyse ki her zaman ki gibi bu konuda da yalnız değilim. Bahtsız bedeviyim o ayrı.:) Cakam bi şekil falan getirmiyor. İşte öyle kendi halimizde takılıyoruz. Ama böyle zannediyorum ki feci derecede coolum. Yok be kardeş inan o da durmuyo üstümde! Böyle 2-3 beden büyük geliyor.

Aslında yukarıda yazmış olduğum her şey kendi üzerimden yapmış olduğum bir kişi analizidir! Yani 'haydi caka satan ama kolpacı olan kaç kişiyiz? Gücümüzü herkese gösterelim!' diye facebook hesabı açsam dünya insan toplarım...

Mesela bugünkü taksici kardeşten tutun, sınıfta 0-6 yaş grubundan enstantene ler sergileyen insanına kadar herkes o hesaba üye olur üstelik üye olmakla kalmayıp arkadaşlarını da davet eder! Eminim ya eminim yani! Ama şimdi böyle bir hesap açmak büzük ister! Neden kendimi afişe edeyim birader? Ha 'geyik yapıyorum aslında ben böle biri değilim ama bakın ne kadar espri anlayışım gelişmiş!' kolpası altında yaparım, herkes de içten içe hakkaten lan ben de böyleyim diye düşünüp o geyiği benle beraber sürdürür... Sora herkes güler, aramızda şakalaşıp 'hadi lan bi gün bi kafede buluşup arkadaş, dost olalım beraber sıkalım sora inanalım onlara, arkamızdan da s.ktir lan diyelim' e vardırırım. Bakın ben aslında bunları yapabilirim!

Puff neden acaba hep bir şeyler yapabilirimi kanıtlama derdindeyim oğlum..:) Oysa kimsenin derdi değil bu.:S
Her neyse işte aslında ben varyaaaaa dünyayı yerinden oynatırım da üşeniyorum..:P